10 Şubat 2017 Cuma

Hayatın üzerinizde ağır bir yük olduğu günler oldu mu hiç yaşamınızda? topluluk içinde bulunup yalnız hissettiğiniz günler peki? sadece siz ve nefesiniz... sadece siz ve kalp atışınız...
Bulunduğunuz odanın duvarları ruhunuzu sıkmaya başladı mı peki? hiçbir yere ait değilmişsiniz gibi.
Merdivenin basamaklarından çıkarken yukarıya,bir hiçliğe doğru gittiğinizi fark ettiniz mi?
Peki rüyalarınızda karanlık bir boşluk görmek? İşte,okulda,kendi evinizde,çocuklarınızın yanında yada arkadaşlarınızla iken konuşulanların hepsini içi boş sözcüklerle ve mutluluk maskesini takmış bir vaziyette dinleyerek yada cevaplayarak hayatınıza devam ettiğiniz oldu mu?
Sadece denizin kokusu,hafif esintili ılık bir dolunayın olduğu,insanların evlerinde mutlu yada kederli rüyalarına daldığı bir akşamda düşündünüz mü kendi kendinize,kimim ben? neden böyle mutsuz hissediyorum? hangi hayatın sıkıntısı beni üzüyor? neden kurtulamıyorum bu sıkıntılı halden?ne yapmalıyım?nasıl yapmalıyım?.. diye düşünerek.
Tek çare ölüm sessizliği içerisinde beklemek ise? beklemekten sıkılırmıydınız?
Belkide sıkılmışssınızdır ve birisi düştüğünüz yalnızlık kuyusunda size eşlik etsin istiyorsunuzdur?
Sadece bir ümit...

28 Ocak 2017 Cumartesi

Yalnızlık Üzerine...

Ey insanoğlu nereye gidiyorsun?
Kime bu öfke,bu keder?
Durma haydi sende bak etrafına,
Unutma;
Yalnız geldin yalnız göçeceksin...

İnsan;yapmacıklıktan sıkıldığından dolayı çekilir köşesine,sessizce.. 
İnsan;korktuğu zaman çekilir köşesine,endişeyle...
İnsan;diğer insanlara karşı güveni kırıldığında çekilir köşesine,duyguları buruk...
İnsan;kimse tarafından anlaşılmadığında çekilir o en vefalı köşesine,bir umutla...
İnsan;üzgün hissettiğinde çekilmek ister köşesine,bir bekleyiş içerisinde...
İnsan;bencil düşünür ve insanlar terk eder onu,böylece başlar bir arayış...
İnsan;bir umut tekrar arkadaş edinir belki bu sefer geçen seferden daha anlayışlı olurlar düşüncesiyle,ama görür ki hiçbir şey değişmemiş hayatta ve insanlarda..
İnsan;karar verir mutlu olacağım ve hayat beni yenemeyecek diyerek,başlar savaşmaya,ancak görür ki o savaş hiç bitmeyecek..en son pes eder ve tekrar geri döner onu hiçbir zaman yalnız bırakmayan köşesine...
İnsan;öfkelenir ve tiksinir insanların yaptıklarından ve onlardan birisi olmayı kabul etmez ve yine çekilir köşesine... 
.....
...
..
.


Hayatın anlamlarını çoğalttıkça yalnız kalmayı istemek içinde bir çok sebebimiz olacaktır elbet...
Kimisi yenik düşer hayatın ağır sorumluluklarına karşı pes eder,kimisi yaşadıklarından ders almak yerine kin ve nefret duygularını besler içinde ve bu duygularla uzaklaşır insanlardan ve hayattan... 
Peki ya siz? 
Başkalarını tarif etmek bir nebze daha kolay kendimizi tarif etmekten,kendimiz hayatın neresindeyiz ve neden yalnız kalmak isteriz? hangi hayatın yorgunluğu var üstümüzde?yinede bu yorgunluğa rağmen yiğitçe o zorlukların üzerine doğru kılıcımızı çekmiş dörtnala koşabiliyormuyuz? yoksa bir beklenti içerisine girmeden hemen pes mi ettik? 

EVET?/HAYIR?

Karar sizin,yalnızlığın en çok tadına varmış olan sizler bakalım ne düşünüyorsunuz... 








31 Aralık 2016 Cumartesi



Öyle koşmak istiyorum ki. 
Umuda yolculuk gibi, 
Yolun sonunda sevdiğim bekler gibi, 
Arkamda bütün acıları terkeder gibi, 
Sanki mutsuzluktan kaçar gibi

Öyle koşmak istiyorum ki, 
Yolda beni nelerin beklediğini bilmeden, 
Karanlıktan aydınlığa koşar gibi, 
Küllenmiş umutlarımı yakar gibi, 
Attığım her adımda yeniden doğar gibi...



Bir koşturmaca gidiyor hayatımızda,gerçeğin farkına varamadan geçiyor şu zaman,ah bir bilsek şu zamanın kıymetini.. bilemiyoruz,hakkını veremiyoruz kimi zaman şu yaşlı zamanın,biz dursak da o durmuyor,devam diyor,düştüysek yada yorulduysak kalkma zamanı haydi diyor o yaşlı zaman bizlere.Bazı anlar geliyor durdurmak istiyoruz hiç geçmesin,hiç bitmesin bu an diyerek.Kimi zaman bir saniyesine katlanamıyoruz bir an önce bitsin istiyoruz ancak o vefalı zaman iyi anımızda da kötü bir anımızda da her zaman yanımızda,bizlere kucak açmış..aslında düşününce çok fedakarlık yapıyor bu yaşlı zaman bizler için,doğa için ,hayvanlar için ve yine sanırım dünya üzerindeki en gelişmiş varlıklar olarak bir tek biz hakkını veremiyoruz şu zamanın.İşte bitti bir yıl daha,bazı kayıplarıyla ve bazı kazançlarıyla beraber her yıl olduğu gibi kimimiz göz yaşlarıyla ve efkarla veda etti arkamızda bıraktığımız yıla,kimimiz mutlulukla,kimimiz ise bir dahaki yıla ümitle.. eh napalım artık önümüze bakacağız dediler :)
Evet yine bir klasik olarak kısmet olursa önümüzdeki yılda aynı yazıyı kopyala yapıştır yapıp tekrar yayımlayacağım.
Şaka bir yana vakit geçiyor arkadaşlar biz farkına varamadan,koşuşturmaca içinde geçiyor hayatımız ve mutsuz olmak için gerçekten çok kısa şu ömür,bir bakmışsın artık sen yoksun.. 
Şu yeni yılın kıymetini bilip geçirebildiğimiz kadar verimli geçirebilmek,keşke şunu da yapsaydım demeden onun yerine oh be bu yıl ne kadar da verimliydi benim için diyebilmek ümidi ve herkesin yeni yılda sevdikleriyle beraber esenlikle geçirmesi temennisi ile...





21 Aralık 2016 Çarşamba

Ümit ile yaşamak..


Ey insanoğlu,şu kısacık ömür dediğin nedir?bir bakmışsın sen artık yoksun ve arkanda sadece anılarını bırakıp gitmişsin..

Bazen düşünüyor insan pes etmek üzereyken üzerindeki ağır sorumlulukların ve dertlerin yüküyle beraber,yalnızlık ve ümitsizlik içerisinde,her şeyi bırakıp gitsem mi acaba bu dünyadan diye uzun uzun düşünüyorsun,bir çıkış yolu arıyorsun kendine.Nedense aklında bir anda bir fikir beliriyor ve belki başka bir açıdan bakmam gerekiyor,belki kendi dertlerime değil tüm insanlığın dertlerine odaklanmam gerekiyor diyorsun.Ardından başlıyorsun insanlığa yardım eli uzatmak için oradan oraya koşturmaya.Birilerinin suya mı ihtiyacı var? hemen koşuyorsun onlara çeşme olabilmek için,birileri depremden sonra yuvasız mı kalmış ?hemen yuvanı açıyorsun,birileri ırkçılığa ve adaletsizliğe mi uğruyor?koşuyorsun oraya adaleti ve eşitliği savunmak için ve birileride savaş içerisin de mi ?koşuyorsun onlara erzak dağıtmaya,yaralarını sarmaya...

Tabi bir süre sonra tekrar başkalarının sorumlulukları ağır geliyor ve belini bükmeye başlıyor,dizlerinin üzerine çöküyorsun,kalkamaz hale geliyorsun ama sonra birden o yardım eli uzattığın insanlar geliyor aklına,onların sevinçlerini getiriyorsun gözlerinin önüne ve sevgiye muhtaç insanlara bir nebze olsun sevginden verebilmenin ferahlığı serpiliyor üstüne,o sıcacık gülümsemeler dimdik ayağa kaldırıyor seni ve başlıyorsun o hiçbir yer de bulamadığın bu mutlulukla tekrardan hayata koşmaya...

Unutmayalım ki;       
Azmiyle,ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me'yus olan ruhunu,vicdanını bağlar...





18 Aralık 2016 Pazar

YALNIZ RIHTIM

Evet arkadaşlar öncelikle herkese merhabalar,her geçen gün gittikçe popüler olan blog dünyasına ''Lonely Dock''yani türkçesi ''Yalnız Rıhtım'' olarak katılmış bulunuyorum,bu ismi kullanmaya karar vermemde ve de bu bloğu açmamda aslında kız kardeşimin büyük etkisi var,kardeşin güzelliklerinden biriside bu olsa gerek.Kendisine ve tüm beni destekleyen tanıdıklarıma teşekkür ederim :)

Evet biraz bloğumun geleceğini ve bu blog da neler paylaşacağımı anlatmak istiyorum sizlere,şuan hayatımın bir parçasında fotoğrafçılık yapıyorum ve ilerleyen zamanlarda bu paylaştığım fotoğraflarla hayatın farklı bakış açılarından bakmak istiyorum siz değerli takipçilerim ve değerli blog yazarları arkadaşlarımla beraber..
Bazen bu bloğa girdiğinizde küçük sürprizlerle karşılaşacaksınız,bazen edebiyat denizi içerisinde yüzeceğiz bazen ise hep beraber satırların arasında kaybolup benliğimizi ve hayattan ne öğrenmek istediğimizi aramaya çıkacağız..
Şuan yurt dışında yaşıyorum ve sizlere yazılarımla yurt dışından eşlik edeceğim.Bazen bazı olaylara profesyonel olarak yaklaşacağız ve bazı konular üzerinde bilgi alışverişi içerisinde bulunacağız,sonuçta hayattan daha öğrenmemiz gereken çok şeyler var :)

Yani özetleyecek olursam ilerleyen yazılarımda sizlerle hayatın birçok parçası üzerinde kimi zaman eğlenerek kimi zaman ise hüzün ile duracağız,amacım sıcak ve samimi bir ortam oluşturmak bu blog üzerinde,ayırıcı değil bütünleştirici olmak.

Her yeni bir günde yeni ufuklara yelken açmak ve yeşeren ümitlerimizin olması temennisiyle bir sonraki yazıma kadar hoşça kalın...